ANNECE | Benim Kızım | ÖZÜR DİLERİM KIZIM


 24.02.2016  
Merhaba kızım;  
Bugün sana senli benli anılardan, birbirimize öğrettiklerimizden, senin yeni yürümeye başladığın adımlarından, koşmakla yürümek arası dengeyi kuramayıp düştüğünde "hoppi" yapışımızda ağlamak yerine nasıl kahkahalar attığından, her gününün senin için bir macera bizim için sana ait yeni bir öğreti olduğunu gördükçe daha mutlu olduğumdan, 1 yaşına girdiğinden, yaşının haklı yaramazlıklarına başladığından, "piy, piy" diye o minik işaret parmağını kaldırıp bir demenden, ikiyi iki parmağını sabit tutamayıp yapamadığından ama "hikiiiy" dediğinden, baban sana iki parmağını gösterip "iki "derken sen iki parmağını birleştirip kendi işaret parmağını gösterek "piiiiy" deyişinden ve bize kalın biri de bildiğini gösterişinden detaylı bir şekilde bahsetmediğimden özür dilerim. 
Bugün sana seni bir koza içinde korumam gerektiğinden, çok korumacı bir anne olacağımdan, sen ergenliğinde arkadaşlarınla akşam sinemaya, tiyatroya ya da bir eğlenceye gitmek istediğinde sana "hayır" dediğimde kötü annen ilan edeceğini bildiğimden bahsetmek için yazıyorum. Tanımadığın insanlarla samimi olmaman gerektiğini hatta çok iyi tanıdığına inandığın arkadaşın için bile "sık eleyip dokuman gerektiğini" söyleyeceğim. Bu atasözünün anlamını "ne demek" diye sorduğunda sana ne demek olduğunu gözlerinin içine bakarak tek tek anlatacağım. Sevgili kızım, maalesef ki bizlerin çocukluğundan daha kirli bir dünyaya getirdim seni. İnsanların ahlaki değerlerini yitirdiği, hayvanlara karşı vicdan taşımadığı, çevre kirliliğinin atmosferi aşıp uzaya seyahate çıktığı ya da yer altında çekirdeğe karşı tünel kazdığı, oksijenin  ve suyun temiz olduğu diyarların az kaldığı daha çok olabilmesi için insanların mücadele ettiği bir dünyadan yazıyorum. Teknoloji kavramı altında insanların birbirlerine saygı ve hürmeti unuttuğu hatta birbirlerine zaman bile ayırmadığı teknoloji ve internet kavramının insanlar için ne işe yaradığını çok yanlış anlayan bir teknoloji bilgisine sahip bireylerin olduğu bu dünyada seni bütün bunların tersini öğrenmen, daha duyarlı bir insan ve daha saygılı bir birey olman için daha çok mücadele edeceğimi anlatmak için yazıyorum. Sana "dahaları" öğretmenk için yazıyorum. Yıl 2016,  Modern bir yıldayız ama kızım, hala kadın erkek kavramlarının içinde erkeğin sosyal haklarının daha baskın olduğunu düşünen zihniyetlerin kadınları ezme çabasına şahit oluyor ve ölmüş bir genç kızımızın ölümünü giydiği kıyafetlere ya da akşam karanlığına sokakta olmasına bağlayan zihniyetlerle yaşıyoruz. Bu ülkede kadınlar sevilse de ölebiliyor, sevilmese de ölebiliyor. Dur, sakın korkma. Sevmek kötü bir şey değil kızım. Bu insanlar sevmeyi bilmeyenlerdenler. Bu insanlar, hiç bir canlıyı sevmeyi bilmezler. Onların körermiş beyinleri kendi istekleri ve savunduklarını sandıkları düşüncelerinin gerçekleşmesi sürecince onlar için sevgi var. Onlar karşılıksız beklentisiz sevginin bile ne olduğunu bilmeyenler. Beklentilerini alamadıkları için hırçınlaşan, karşılık bulamadıkları için kadınlara karşı acizler. Bu yüzden kadına nasıl davranması gerektiklerini bilmiyorlar. Canım kızım, sana bu dünyadan gitmeden önce öğretmem ve göstermem gereken çok şey var. İyisi de var, kötüsü de var. İnsanların gerçekleriyle karşılaşmadan önce benim sana anlatmam gerekiyor ki şahit olduğunda hazırlıklı ol. 

Özür dilerim Kızım. Çevrende yaşanacak, göreceğin ve duyacağın bütün kötü şeyler için özür dilerim. Hayatının her döneminde beni ensende hissedeceksin. Bazen benden bıkacaksın. Bazen "ben artık çocuk değilim" diyerek isyan edeceksin. Bazen güzel hilal kaşlarını çatacaksın bana ve öfke ile parlayan gözlerinle bakacaksın. Senin kararlarına saygı duymamı isteyeceksin. Kızgınlığınla sesini yükselteceksin. Gelişimine isyankar çığlıklar ekleyeceksin. Neden mi? Çünkü kızım baban ve benden sayısını unutacağın çok "hayır" duyacaksın. Bunları nereden mi biliyorum? Unutma küçük hanım bizde çocuktuk ve bizde annemize babamıza bu yazdıklarımızı aynen yaptık. Eksiği var fazlası yoktur bu yazdıklarımda. Bütün bu söylediklerini sana "hayır" dediğimizde yapman bizler için önemli değil. İnan kalbimiz bile kırılmayacak. Bizim için o an önemli olan senin o kızgınlıkla odana gidip kapıyı çarpman olacak. İçeride hırsından ağlayabilirsin. Yastıklarını dağıtabilirsin. Hatta kapını kilitleyip "yemek yemiiiceeem" tribine girebilirsin. Bunlar bizim için o an hiç problem olmayacak kızım. Bizim için önemli olan odanda evde sağlıklı bir şekilde bize biraz kızgın ve kırgında olsan sapasağlam oturuyor olman olacak. Sana tabii kide mahkumiyet yaşatmayacağız. Alabildiğine özgürlük hissiyle büyüteceğiz seni. Yasak nedir bilmeyeceksin. Sadece yaşam sınırlarını bileceksin. Bir şeyi yaparken "ne kadar" fikrini hep aklında tutmayı öğreteceğiz sana. Örneğin bir yere gideceksen ne kadar zamanda evde olacağını hesaplamak, gideceğin yerin senin için ne kadar güvenli olduğunu düşünmek, arkadaşının senin için ne kadar iyi bir arkadaş olduğunu sorgulamak gibi... Bu hayatta "ne kadarların" olacak kızım. Tecrübelerinin içinde fazlaların olsun eksiklerin olmasın kızım. Çünkü hayat eksik kaldığımız yerden karşımıza bir şey çıkardığında beklenmeyen karşısında bütün tecrübelerimiz silinir değersiz kalır ve biz ne yapacağımızı bilmeyiz. Sen hep ne yapacağını bilen kişi ol kızım.
Güzel kızım, bizimle yaşadığın ve yaşayacağın her şey senin güvenli ve sağlıklı bir birey olman için. Seni dünyaya getirdiğim günden beri tek bir düşünceyi savunuyorum. "Sakınan göze çöp batar" biz seni hayatın hiç bir anından ve hiç bir şeyinden sakınmadan büyütüyoruz ve büyüteceğiz. Annen yaşlandı galiba kızım. Her şeye atasözlerinden örnek verir oldum. Ama işte kızım tecrübe, atalarımız tecrübe etmiş ki söylemiş bu sözleri. Şimdi yukarıda sana anlattığım ne varsa annenle babanın eleğinden geçerek sana yansıyor. Bizler yaşadık tecrübe ettik, şimdi tecrübe etme sırası sende ve biz sadece sen tecrübe kazanırken seni koruyacağız. Anneannen beni hep korumaya çalıştığında "ben tecrübe ettim kızım, biliyorum sonucunu" derdi. Bende ona hep "anne bırak bende tecrübe edeyim sen sadece yanımda ol ve ben hata yaptığımda ya da üzüldüğümde senin arkamda olduğunu bileyim" derdim. Şimdi kendim için savunduğum ne varsa kızım senin için savunuyorum ve uyguluyorum. Sen ne yapmak istersen ve ne yaşarsan yaşa biz arkanda seni savunuyor, koruyor olacağız. Korkma bu dünyadan. At adımını kapından dışarı, dik başını, derin bir nefes al. Uyandığın her günün senin istediğin gibi son bulacak. Söz veriyoruz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar